Türkiye’nin ilk enzim fabrikası açıldı
Türkiye’nin ilk enzim fabrikası, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Ormancılık Bakanı Bekir Pakdemirli’nin katıldığı törenle açıldı. Üniversite, sanayi ve kamu işbirliğinin sonucu ortaya çıkan bu değerli yatırımın altında, melek yatırımcı olarak üyelerimizden Candan Karabağlı’nın imzası bulunuyor.
Türkiye’nin ilk enzim fabrikası, 26 Haziran 2020’de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Ormancılık Bakanı Bekir Pakdemirli, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’den ve Ziraat Katılım’dan üst düzey yetkililerle birlikte üyemiz Candan Karabağlı tarafından açıldı. Livzym Biyoteknoloji adı verilen fabrika, ülkemizin yılda yaklaşık 150 milyon dolar harcayarak ithal ettiği enzimlerin, yüzde 90’ını üretme kapasitesine 5 yılda ulaşmayı hedefliyor.
“Yüzde 100 dışa bağımlı olduğumuz enzim ithalatı engellenebilecek”
Açılış töreninde yaptığı konuşmasında; biyoteknolojinin, pek çok sektörde önemli etkiler oluşturan ve yükselen teknolojilerden birisi olduğunu vurgulayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Bu fabrika sayesinde, yüzde 100 dışa bağımlı olduğumuz enzim ithalatını engelleyebileceğiz. Fabrika, ilk aşamada gıda güvenliğini odağına alarak un ve früktoz şurubu üretiminde kullanılan endüstriyel enzimleri tamamen yerli ve milli imkanlarla üretmeyi hedefliyor. Enzimde dışa bağımlılık azalıyor, ama aynı zamanda bu işin ihracat boyutu da var. Hatta bu ihracatın kilogram başına katma değeri üretilecek enziminin niteliğine göre 20 ile 100 dolar arasında değişiyor. Halihazırda ülkemizin kilogram başına ortalama ihracat katma değerinin sadece 1,4 dolar olduğunu hesaba katarsak. Yapılan işin ne kadar kıymetli olduğu net bir biçimde ortaya çıkıyor” dedi.
“Afrika’dan Rusya’ya kadar, bölgenin ilk endüstriyel enzim fabrikası”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de konuşmasında; Livzym Biyoteknoloji Araştırma Geliştirme Fabrikası sayesinde Türkiye’nin enzim sektörüne hızlı ve kararlı bir giriş yaptığını dile getirdi. Dünyada enzim sektörünün 8 milyar dolarlık bir hacmi olduğunu belirten Pakdemirli, “Önemli bir biyoteknoloji altyapısı gerektiren bu alanda Kuzey Amerika, Kanada ve Danimarka’nın hâkim olduğunu görüyoruz. Afrika’dan Rusya’ya kadar, bu bölgedeki ilk endüstriyel enzim fabrikası olan bu tesis, bundan sonra benzer fabrikaların artmasına öncülük edecek. Livzym Biyoteknoloji Araştırma Geliştirme Fabrikası sayesinde ülkemizde, gıda, yem gibi birçok üründe enzim ihtiyacı, bundan sonra modern teknolojilerle, yerli ve milli üretimle karşılanacak” dedi.
Üyemiz Candan Karabağlı’nın imzasıyla; üniversite, sanayi ve kamu işbirliği
Tüm engelleri aşan örnek bir girişimcilik ruhuyla açılan Türkiye’nin ilk enzim fabrikası; üniversite, sanayi ve kamu işbirliğinin sonucuyla ortaya çıktı. Aynı zamanda bir araştırma geliştirme merkezi olan bu fabrikayla, Türkiye’nin biyoteknoloji sektörü için çok büyük bir adım atıldı. Altı yıl Harvard Tıp Fakültesi’nde doktora üstü ihtisas yapan Serdar Uysal, enstitü kurmak ve hayalindeki teknoloji ‘start-up’ını hayata geçirmek için Türkiye’ye geri döndü. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Beykoz Yaşambilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Serdar Uysal, endüstriyel enzim üretimi için şirket kurma sürecinde yatırımcı ararken yolu Candan Karabağlı ile kesişti. Şirkete, ihracata yöneleceği de düşünülerek, Livzym ismi koyuldu. Fabrikanın proses, dizayn ve mühendislik çalışması tamamen Türk mühendisler ve Serdar Uysal tarafından gerçekleştirdi.
Tüm bu değerleri biraya getiren ve böylesine önemli bir fabrikanın ülkemize kazandırılmasını sağlayan melek yatırımcı Candan Karabağlı, üyemiz olduğu için biz de IWF olarak büyük gurur duyduk.